Menü İçerik

Söyleşi

Perspektif: Öncelikle niçin bir ‘‘Üniversiteliler Günü’’?

Celal Tüter: Bu sorunun cevabını iki açıdan vermek mümkün. Teşkilat açısından soruyu cevaplandırdığımızda şunu belirtmem gerekir: Biz IGMG Gençlik Teşkilatı Üniversiteliler Başkanlığı olarak Avrupa çapında mensupları olan bir yapıyız. Dolayısıyla mensuplarımızın değişik etkinliklerle bir araya gelmesi bizim için bir sorumluluktur ki, Uniday programımız bu etkinliklerin bir parçasıdır. İkinci boyut, Avrupa üniversitelerinde eğitim gören Müslüman öğrencilerin varlığıdır. Uniday ismiyle ifade ettiğimiz Üniversitelier Günü programımız, bu kesimin bir araya geldiği bir platform işlevini de görmektedir.

Perspektif: Uniday 2007’de alt başlık olarak “Gelenek’teki Gelecek” ifadesi yer almaktaydı. Nisan ayındaki Uniday 2009’un altbaşlığı olarak “Yineleyemeyen Yenileyemez” vurgusu tercih edilmiş. Bu söylemlerin mahiyeti hakkında kısa bilgi alsak.

Celal Tüter: Tabi burada tercih değil de tespit dersek daha uygun olur. Bu tespitin öylesine bir tespit olmadığını söylememe gerek yok. Üniversiteli camiaya yönelik bir buluşma düzenlediğimizin bilincinde olarak üzerinde düşünülmesi gereken kavramları bir üst söylem olarak vurgulamamız önemli. Düşünce dünyasındaki gelişmelere baktığınızda gelenek, gelecek, yinelemek ve yenilik kavramlarının oynadıkları hayati rolü görürsünüz. Bu söylemleri, düşünür olmaya aday öğrencilerimizin odaklanmaları gereken konu başlıkları olarak ele almak gerekir. Gelecek inşa edilirken geçmişe bakarak vede birçok güzellikleri tekrarlayarak yenilenmeyi başarmaktır asıl mesele.

Perspektif: Programa iştirak edecek akademisyenler arasında Prof. Dr. Tariq Ramadan ile Prof. Dr. İskender Pala’yı görüyoruz. Bir tarafta daha çok Fransa’yı çağrıştıran bir isim, diğer taraftan Türkiye’den bir isim. Her ikisinin eserlerini göz önünde bulundurduğumuzda, bir yanda ‘‘Avrupa’da Islam’’ diğer yanda ‘‘Divan Şiiiri’’. Bu durum bir karmaşıklığı ifade etmiyor mu?

Celal Tüter: Aksine, bir bütünlüğün ifadesi. Tam da “Yineleyemeyen Yenileyemez” başlığımıza uygun. Bunun için, Divan Şiirini, ‘‘Avrupa’da İslam’’ söyleminin içini dolduracak ögelerden biri olarak görmek gerekir. Bakınız, Avrupa’da yetişen Müslüman gençlerin önemli sorunlarından birisinin kimlik sorunu olduğu, yapılan tartışmalarda uzlaşma sağlanmış bir meseledir, ki bu sorun üniversite gençliği için de farklı bir düzeyde geçerli olan bir sorundur. Bu noktada akla ilk gelen kavram, yabancılaşmadır. Herkesin sorundan bahsettiği bir yerde biz, bir çözüm formülü olarak geleneğe işaret ediyoruz. Divan Şiiri Türkiye kökenli Müslümanların geleneğinde yer alan somut bir eserdir. Bu işin üstadı kabul edilen sayın Prof. İskender Pala, geleneğimizdeki bu eserle irtibatımızı tazeleyen bir büyüğümüzdür. Diğer taraftan biz, üzerinde yaşadığımız Avrupa coğrafyasına ve bu coğrafyadaki gelişmelere bigâne kalmış değiliz. Avrupa’nın son yirmi yıllık tarihine, ne gibi sorunlar yaşanmıştır diye baktığınızda, biz Müslümanların buradaki varlığından dolayı oluşan gerilimlerinde bu tarihte yer aldığını görürsünüz. Prof. Tarıq Ramadan, bu gerilimleri azaltmaya çalışan ve Avrupa’daki Müslümanların kimlik oluşumuna kuramsal düzeyde cevap verme çabasını gösteren bir düşünürümüzdür. Ona kulak vermek, bir anlamda kendi sorunlarımıza kulak vermektir.

Perspektif: Şair Serdar Tuncer, Grup İncesaz ve Şiirin Sultanları sergisi... Uniday 2007’de olduğu gibi Uniday 2009’da da kültür ve sanat etkinliklerinin ayrı bir yeri var. Programı bir bütün olarak ele aldığımızda hem düşünce dünyasının hemde duygu dünyasının gündeme yansıdığını görüyoruz.

Celal Tüter: Evet, değindiğiniz husus, Uniday programımızın genel taslağıdır. Dortmund’daki Uniday 2009 etkinliğimizde de hayatın düşünce ve duygu boyutunu temsil eden eserlere yer vereceğiz. Programa iştirak edecek olan değerli konuşmacılarımız düşünceleriyle ön plana çıkarken, bahsettiğiniz kültürel etkinlikler duygu dünyamıza hitap edecektir. Programımıza iştirak eden akademisyen ve öğrenci kardeşlerimiz, düşünce ve duygu dünyamızı şekillendiren eserlerle tanışma, onları tekrar dinleme imkanı bulacaklar.

Perspektif: Celal bey bu kısa söyleşi için teşekkür eder, programınızda başarılar dilerim.

Celal Tüter: Ben teşekkür ederim.

Söyleşi: Ünal Koyuncu